Tek gerçek kötülük gericiliktir.
GÖLGELERİN ÖTESİ
Öte boyutlarla ilgili, metafiziksel anlamda, deneyimsel yorumlar.
22 Mayıs 2019 Çarşamba
11 Kasım 2018 Pazar
30 Ekim 2018 Salı
10 Şubat 2018 Cumartesi
Yaşanılan evren yapısının bir parçası olmak ve öyle yaşamak ne kaybettirir ne kazandırır. Bu durum ilk başta gelişmeyi yavaşlatır, hayallerinizi gerçekleştirmek anlamında hayal kırıklıklarına sebep verir.
Literatürün de parçası olunabilir. Varlık bedensel olarak ve düşünsel olarak dönüşüme uğrar.
Kimin umrunda ki değil mi? Ama bir gün, mutlaka, bu gerçeklerle yüzleşilip çare aranacaktır.
Şu anda dahi bu yazıları yazmama engel olunmaya çalışılıyor. Geriletici zihniyetler, bilerek ve bilmeyerek, her türlü yaşantıyı kendi vahşi ve zırva yaşam tarzlarına benzetmek ve ulamak için fırsat kolluyorlar.
caserbix
Literatürün de parçası olunabilir. Varlık bedensel olarak ve düşünsel olarak dönüşüme uğrar.
Kimin umrunda ki değil mi? Ama bir gün, mutlaka, bu gerçeklerle yüzleşilip çare aranacaktır.
Şu anda dahi bu yazıları yazmama engel olunmaya çalışılıyor. Geriletici zihniyetler, bilerek ve bilmeyerek, her türlü yaşantıyı kendi vahşi ve zırva yaşam tarzlarına benzetmek ve ulamak için fırsat kolluyorlar.
caserbix
4 Şubat 2018 Pazar
Not: Artık yobazlar gelişimci ve sosyal davranmaya gayret ediyorlar. Lütfen, yobazlar yerine teröristler ifadesini kabul edin.
Gerileticilik, evrenlerde, hırsızlıktan daha fazla uygulanan bir davranış. Geriletici, doğal olarak gelişimciliğe karşıdır. Bunun sebepleri çok elbette ki.
Geriletici nobran, bağnaz yani yobaz kişilerin; kavga dövüşü, bir şeylere hız olarak, fiziksel güç olarak, imajsal anlamda üstün gelmek, yenmek saplantısına sahip olmalarını en başta saymalıyım. Yeni bir kapı açmamak, var olanı inkılapçı biçimde geliştirmemek, hayat kalitesini akılcı ve estetik hassasiyetlerle yükseltmemek, bedensel gelişmeyi, estetiksel gelişmeyi, zihinsel gelişmeyi, düşünsel gelişmeyi, ruhsal gelişmeyi gözetmemek vs... Bunları yaparlarken gelişme gayretinde olanları korku açılımıyla sabote etmekten de kaçınmazlar.
Yaptıkları çok şeyi etkiler. bir çocuğun hayallerini yıkabilirler, ümitleri kırabilirler, karamsarlığı yayabilirler, özgür düşünmeyi engelleyebilirler, yaratıcılığı sabote edebilirler vs...
Bazı sebepleri de eklemeliyim, bu sebepler geriletici nobranların yani yobazların daha iyi anlaşılmasına yol açacaktır. BUNLAR ÖZELLİKLERDİR, BU ÖZELLİKLER, DÜŞÜNCELERDE, SÖZLERDE, DAVRANIŞLARDA DOĞRUDAN VE DOLAYLI OLARAK KENDİLERİNİ GERÇEKLEŞTİRİRLER.
Bu kişilerde bulunan bazı özellikler: Gericilik, faşitlik (tekçilik)(en az bir şeyin faşistidirler), ben merkezcilik, ezbercilik, sadistlik, hasetçilik (olumsuz anlamda, haset ettiği kişinin mahvolmasını da ister), karamsarlık, karamsarlık hissettirmek, ümit kırıcılık, korkudan beslenmek (korku enerjisi ve hissi), mükemmelliyetcilik, zorbalık, eziyetçilik, işkencecilik, gösterişçilik, başkalarını sürekli kullanıcılık, literatür tapkınlığı, salt tüketicilik, olumsuzluklardan ve hatalardan beslenmek, hata arama budalalığı, kin duymak, kin gütmek... Yobazlar; doğallığı sabote ederler, reenkarnasyona düşmandırlar, yani doğallıkla uyumsuz ve doğallığı sabotecilik özelliği taşırlar.
caserbix
10 Eylül 2017 Pazar
Bu hayat sistemi, gerçek hayat başka olmak üzere, sahtelikten benzerliğe geçmektedir.
Tanrısallık ifadesini kendilerince dışa vuran, tanrısal panteon, benzer yani gerçek tanrısallığa göre benzer olma özelliği kazandılar. Bu özel gelişme de, ilginç bir şekilde bu döngüde ve altın çağa girişte gerçekleşiyor.
Tanrısallık ifadesini kendilerince dışa vuran, tanrısal panteon, benzer yani gerçek tanrısallığa göre benzer olma özelliği kazandılar. Bu özel gelişme de, ilginç bir şekilde bu döngüde ve altın çağa girişte gerçekleşiyor.
5 Ağustos 2017 Cumartesi
Herkesin önünde sonsuz bir hayat var. İşte bu gerçek birilerini çok düşündürmüş.
Yüksek denilen toplumlar var, elbette ki bu toplumların temel hayati ihtiyaçları da var. Başka bir evrende ama üst evren denilen bir evrende de bir gündelik yaşam akıyor.
Kendileri için tehlike oluşturacak her canlı onlar için sınırlar ne kadar uzak olsa da çok önemlidir. Düşünebilen her varlık potansiyel tehlike olmaktan çıkmalıdır. Bu güçlü bir sebeptir ama başka toplumları kolonileştirmek ve dönüştürmek güvenlik ihtiyacından başka sebeplere de bağlıdır. Bu sebepleri yaşam standartlarının yaygınlaşması olarak ele alabiliriz. En azından toplumun sayısını arttırmanın sosyal, ekonomik, askeri getirileri vardır.
Bir melik, tanrı, tanrıça her zaman için kendisine bağlı olanlar arttıkça daha da güçlenir. En azından temiz enerji kaynakları artar.
Şimdi bunlar dönüştürme işlemini çoğunlukla birden bire yapmıyorlar. Kimisi ortaya bir din sunar. Bu dinde mutlaka birkaç şey kendi yaşantılarına aittir. Ancak geri kalanı ise tamamen kurgudur. Bu dinin en önemli özellikleri, teslimiyet, ödül ve cezadır. Ortaya koydukları dini, kitaplarla da güçlendirirler.
Bazıları kitap kullanmaz ama telepatik ve türlü gizli yollarla dönüştürmecilik yaparlar. Örneğin Reptilianlar kitap kullanmıyorlar. Kitap kullananlar bu yöntemleri kullanmaz diye birşey yok elbette.
Buraya kadar, ee bunda ne varki denilebilecek şeyler belkide. :) Olabilir, alıştım duyarsızlıklara, bana hayret verici gelmez.
İşte bu tezgah işlemeye başlayınca tamamen tasarladıkları kişilere dönüşüm başlar. Yani kişiler o toplumun mekanik bir parçası olmaya başlar, parça olur birey olmaktan kopar, kendi olmaktan kopar, köle, mal gibi bir parça olur. Kendi fikrine, düşüncelerine sahip olmaz, aynen bir merkezin parçası olarak düşünür. A iken B olur yani "bambaşka birşey" olur. İçten dışa bir bireysel gelişim yerine dıştan içe mekanik bir devinim ve edinim başlar.
Amaçlarına da ulaşmış olurlar, en azından güvenlik içindedirler. Yüzlerinde mutluluk tebessümleri, sevgi dolu nezaketli sözler vs vs... Zulüm temelli mutluluk.
Yüksek denilen toplumlar var, elbette ki bu toplumların temel hayati ihtiyaçları da var. Başka bir evrende ama üst evren denilen bir evrende de bir gündelik yaşam akıyor.
Kendileri için tehlike oluşturacak her canlı onlar için sınırlar ne kadar uzak olsa da çok önemlidir. Düşünebilen her varlık potansiyel tehlike olmaktan çıkmalıdır. Bu güçlü bir sebeptir ama başka toplumları kolonileştirmek ve dönüştürmek güvenlik ihtiyacından başka sebeplere de bağlıdır. Bu sebepleri yaşam standartlarının yaygınlaşması olarak ele alabiliriz. En azından toplumun sayısını arttırmanın sosyal, ekonomik, askeri getirileri vardır.
Bir melik, tanrı, tanrıça her zaman için kendisine bağlı olanlar arttıkça daha da güçlenir. En azından temiz enerji kaynakları artar.
Şimdi bunlar dönüştürme işlemini çoğunlukla birden bire yapmıyorlar. Kimisi ortaya bir din sunar. Bu dinde mutlaka birkaç şey kendi yaşantılarına aittir. Ancak geri kalanı ise tamamen kurgudur. Bu dinin en önemli özellikleri, teslimiyet, ödül ve cezadır. Ortaya koydukları dini, kitaplarla da güçlendirirler.
Bazıları kitap kullanmaz ama telepatik ve türlü gizli yollarla dönüştürmecilik yaparlar. Örneğin Reptilianlar kitap kullanmıyorlar. Kitap kullananlar bu yöntemleri kullanmaz diye birşey yok elbette.
Buraya kadar, ee bunda ne varki denilebilecek şeyler belkide. :) Olabilir, alıştım duyarsızlıklara, bana hayret verici gelmez.
İşte bu tezgah işlemeye başlayınca tamamen tasarladıkları kişilere dönüşüm başlar. Yani kişiler o toplumun mekanik bir parçası olmaya başlar, parça olur birey olmaktan kopar, kendi olmaktan kopar, köle, mal gibi bir parça olur. Kendi fikrine, düşüncelerine sahip olmaz, aynen bir merkezin parçası olarak düşünür. A iken B olur yani "bambaşka birşey" olur. İçten dışa bir bireysel gelişim yerine dıştan içe mekanik bir devinim ve edinim başlar.
Amaçlarına da ulaşmış olurlar, en azından güvenlik içindedirler. Yüzlerinde mutluluk tebessümleri, sevgi dolu nezaketli sözler vs vs... Zulüm temelli mutluluk.
4 Ağustos 2017 Cuma
Anlatması zor o kadar çok şey var ki... Başka boyutlarda ki hayatları inceledikçe ve üzerinde düşündükçe çoğunluğun ya da yüzde 99 dan fazlasının, kabullenmeye yanaşmayacağı gerçekler ortaya çıkıyor.
Bazen bir başka boyutta günlük standart toplu ayinlerini yapanlarla gizli sözlü tartışmalara giriyorum. Elbette alaycı ve saldırgan tavırlarla karşılaşıyorum.
Ayinlerinde de diğer zamanlarında da, alt varlık dedikleri medeniyetlerden sürekli enerji çekiyorlar. İstisnasız her üst toplum, alt toplumdan sürekli ve düzenli şekilde enerji çalıyor. Kesinlikle kendi enerjilerini üretmiyorlar. Çalmak, çekmek sadece enerji olarak değil düşünsel çıkarımları da kullanıyorlar. Doğal olan düşünsel etkileşimden çok başka birşey bu...
Sadece kendi "sanki ruhsal gelişimleri" için değil bazıları teknolojilerine yakıt olması için gezegenlerden insan enerjisi ve gezegen enerjisi çekiyorlar.
Hırsızlığın başka şekilleri de var. Bunlardan en korkuncu, başka bir inanç sahibinin kendi inancında ruhsal gelişim yapmasını engellemek ve onu zayıflatmak ve dönüştürmek suretiyle ortaya çıkacak potansiyeli yok etmek. Böylelikle daha güçlü ve gelişmiş görünürler o kişiye karşı.
Bazen bir başka boyutta günlük standart toplu ayinlerini yapanlarla gizli sözlü tartışmalara giriyorum. Elbette alaycı ve saldırgan tavırlarla karşılaşıyorum.
Ayinlerinde de diğer zamanlarında da, alt varlık dedikleri medeniyetlerden sürekli enerji çekiyorlar. İstisnasız her üst toplum, alt toplumdan sürekli ve düzenli şekilde enerji çalıyor. Kesinlikle kendi enerjilerini üretmiyorlar. Çalmak, çekmek sadece enerji olarak değil düşünsel çıkarımları da kullanıyorlar. Doğal olan düşünsel etkileşimden çok başka birşey bu...
Sadece kendi "sanki ruhsal gelişimleri" için değil bazıları teknolojilerine yakıt olması için gezegenlerden insan enerjisi ve gezegen enerjisi çekiyorlar.
Hırsızlığın başka şekilleri de var. Bunlardan en korkuncu, başka bir inanç sahibinin kendi inancında ruhsal gelişim yapmasını engellemek ve onu zayıflatmak ve dönüştürmek suretiyle ortaya çıkacak potansiyeli yok etmek. Böylelikle daha güçlü ve gelişmiş görünürler o kişiye karşı.
11 Haziran 2017 Pazar
13 Şubat 2016 Cumartesi
9 Şubat 2016 Salı
Matrix gerçektir, matrixler vardır yani birden fazladır. Derin bir
hipnoz halinde matrixte şartlandırmalarla örülü hayatı yaşamanın nasıl
birşey olduğunu düşün. Bir deney vardı, deneğin koluna buz parçasını
değdiriliyordu ama kıpkırmızı bir demir parçası değdirilmiş gibi derisi
kabarıyordu su topluyordu ya... Bir hipnoz deneyinde ise deneğe yoldan
geçerken parasını çöpe atması söyleniyor ve denek çekinmeden parasını
çöpe atıyordu.
Asıl rahatsız eden kötülük ya da kaos düzeni değil, asıl tedirgin eden
ve aydınlanmaya azda olsa zorlayan gerçek hayatın ve tek gerçek ilk
yaratıcının varlığını zerre kadarda olsa hissetmektir. Kaos düzeni
hiçbir zaman kararını bulamaz bu yüzden. Ama kendi cennet gibi
hayatlarında, altın çağlarında, cennetlerinde yaşatacak ama
cehennemlerinde de yakacak.
Mesleki bilgi, metafizik bilgisi, uzmanlık teknik bilgi, ezoterik
bilgi... Geçelim bunları ve hayat bilgine bakalım öncelikle, kendimizi böyle kandırıp kibirlenmeyelim.
Fiziksel ve metafiziksel her türlü bilginin bir aslı, kaynağı var
unutulan/ unutturulan bu bilgi, bir kişinin aslı ve komplike olan
gerçek "HAYAT BİLGİSİ" dir.
Hayat bilgisi okullarda ki Hayat Bilgisi değildir, gündelik bilgi de değildir, kişilerin hayat tarzı bilgileridir, Gündelik Hayat Bilgileridir.
Hayat bilgisi okullarda ki Hayat Bilgisi değildir, gündelik bilgi de değildir, kişilerin hayat tarzı bilgileridir, Gündelik Hayat Bilgileridir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)